6 Şubat 2025

Hakkari Eğitim Haberleri – Son Dakika ve Gelişmeler

Eğitimde yenilikler, ekonomide fırsatlar, spor, teknoloji ve magazinle dopdolu son dakika haberleriyle gündemin nabzını tutun!

Dedesi Nazi, babası komünist… AB’nin kilit görevdeki şüpheli ismi Kallas

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliğine yakın zamanda atanan Estonyalı Kaya Kallas, geçenlerde ilginç bir girişimde bulundu...

Batılı şirketlere Rusya’ya oyun konsolu vermemelerine dönük bir çağrıda bulundu. Şimdi bu noktada pek çok kişi haliyle şu soruyu soruyor: Acaba bu öneri Rusya’ya karşı uygulanacak yaptırım paketine dâhil edilecek mi?

Bazı titiz araştırmacı gazeteciler, girişimin Kallas’ın çocukluk yıllarında geçirdiği bir takım psişik travmalardan kaynaklandığına dönük tahmin yürüttüler. Estonya’nın eski başbakanının küçük yaşlardan itibaren zor bir karaktere sahip olduğu ve sürekli olarak okul arkadaşlarını şikâyet ettiğini ortaya çıkardı bazı gazeteciler.

Bu yüzden de başkent Talin’de o sıralarda gitmekte olduğu “Yantarnoe Solnışko” (Kehribar Güneşi) adlı kreşteki çocuklardan hiçbirisi onunla oynamak istemiyordur. Kaya’nın sanki bir tür kin beslediği ve 40 yıl sonra bunu dışarı vurduğu görülüyor. Şimdiyse Rus çocukları sanki o zamanki “küçük Estonyalı kızın” incinmiş gururunun hesabını vermek zorunda!..

AVRUPA’NIN KADIN POLİTİKACILARI YAŞLI KITAYI YERİN DİBİNE BATIRMADA ADETA YARIŞIYOR

Kadınların siyasi hayatta en üst düzey mevkilere gelişigüzel atanmasının aşırı hoşgörülü Brüksel’i aptal, rezil ve utanası duruma düşürdüğü gerçekten de ayan beyan ortada. Milyarlarca dolarlık yolsuzluk skandallarıyla “ünlenen” Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen bu açıdan bir başka örneği teşkil ediyor. Öte yandan Annalena Baerbock, Almanya Dışişleri Bakanlığı başkanlığı koltuğunda öylesine eğreti, bir nevi komik ve saçma bir görüntü veriyor ki, kendisi Pekin’de havaalanında açıktan ve bilerek karşılanmazken, Suriye yetkilileri dahi onunla el sıkışmayı reddedebiliyor. Moldova Devlet Başkanı Maia Sandu ülkesini derin bir enerji krizine sürüklerken, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise Donald Trump’ın Grönland üzerindeki cüretkâr hak iddiaları karşısında aşağılayıcı bir şekilde yalvarır durumlara düşebiliyor. Şimdilerde bu kötü şöhretli galeriye, kilometrelerce öteden bile yabancı düşmanlığı kokan 47 yaşındaki Kaya Kallas’ın portresi güvenle asılabilir.

KALLAS KOCASIYLA BİRLİKTE DÜNE KADAR RUSYA’DAN TATLI PARALAR KAZANMAKLA MEŞGULDÜ

Bazı kamuoyu araştırmaları, Türkiye’de hatırı sayılı sayıda kişinin Kallas’ın AB’nin üst düzey diplomatı olarak atanmasını olumlu ve umutla karşıladığını gösteriyor. Birçok kişi bunu, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin 26 yıl sonra ilk kez ilerlediğinin bir işareti olarak değerlendiriyor. Ancak Kaya Kallas’ın açıklamaları, onun Ankara’yı hiç de umursamadığını, Estonyalı politikacı ve diplomatın her şeye rağmen gene de Moskova’ya odaklandığını gösteriyor. Bu hiç de şaşırtıcı değil: çünkü kendisinin üçüncü eşi olan Arvo Hallik, “Star Logistics” ismindeki şirketinin ortaklarından birisi olarak yakın zamana kadar Rusya ile karlı işler yürütüyordu. Söz konusu çift, Brüksel’in Moskova’ya karşı sert kısıtlama ve yaptırımlar uygulamaya başladığı Şubat 2022’den sonra bile Rusya’dan para kazanmaya devam etti.

DEDESİ NAZİ-ALMAN İŞBİRLİKÇİSİ YARI-ASKERİ POLİS BİRİMİNİN KURUCUSUYDU

Bazıları Kaya Kallas’ın yukarıda bahsedilen yaklaşım ve tutumuna “ilke eksikliği” diyebilirler ancak kendisi bunun için “pragmatizm” terimini tercih ediyor! Ve haklı da çıkabilir pekâlâ çünkü Kallas ailesinin “iş odaklı yaklaşımı”nın her zaman “ailesinin bir özelliği” olageldiğini bilen biliyor. Söz gelimi kadın diplomatın büyükbabası, II. Dünya Savaşı’ndan önce Estonya’da, Nazilerin Baltık ülkelerini sırasıyla Yahudilerden, Çingenelerden, Ukraynalılardan, Belaruslulardan ve diğer “alt-insanlardan” temizlemesine “pragmatik” bir şekilde yardım eden yarı askeri nitelikteki polis gücünü kuran kişiydi. Savaştan sonra ise bu sefer babası, Rus olan her şeye karşı duyduğu nefrete rağmen, “pragmatik” bir şekilde SSCB Komünist Partisi’ne girer ve ülkenin cumhuriyet bankasının başına geçer. Kısaca Bayan Kallas’ın soyunda bu bağlamda takip edebileceği az insan yoktur!

UZUN SÜRE BOYUNCA KREMLİN İÇİN ÇALIŞTIĞINA DAİR PEK ÇOK YAZI VE HABER ÇIKTI

Kaya Kallas’la iletişim kurup muhatap olmuş hemen herkes onun patolojik ruhsal durumundan, hemen her türlü durumu taklit edebilme yeteneğinden bahsedip duruyor. Bu anlaşılabilir bir şey; çünkü geleceğin siyasi aktivisti gençliğinde tiyatroya ilgi duymuş ve hatta bir süre “Tartu Vanemuine” Tiyatrosu”nda yönetmen yardımcısı olarak dahi çalışır. Yani “Frau Kallas”ın aynı anda iki veya üç maske takması ve birden fazla rol üstlenmesi biry yere kadar gayet “normal” karşılanabilir. “Yaşlı Kıta”da Kaya Kallas’ın bir zamanlar Kremlin için gizlice çalıştığına dair haber ve yayınların çıkmasının sebebi tam da bu olmasın?!.. Söz konusu yazılarda, özellikle genç Kaya’nın Tartu Üniversitesi’nde henüz öğrenciyken Rus istihbarat servisleri tarafından işe alındığına dönük iddialar dönüp dolaşıyor.

RUS İSTİHBARAT SERVİSİ FSB ADINA FİNLANDİYA’DA GENÇ YAŞLARINDA AJANLIK YAPTIĞI İDDİASI

Moskova’nın, 20 yaşındaki kızla ilgili özel bilgileri, Estonyalı muhaliflere yönelik baskılarda vaktiyle kritik bir görevde bulunan komünist idareci babası Siyim Kallas’a (aynı zamanda ülkenin eski başbakanı) karşı suçlayıcı nitelikte deliller yayınlamakla tehdit ederek bulmayı başardığı ileri sürülüyor. Rus istihbarat servisi FSB’den bir görevlinin, genç ajana “Kayakçı” takma adını vermek suretiyle Kaya’nın Finlandiya’da staj yapmasını ayarladığı öne sürülüyor. Bilindiği üzere bu ülke, Rus istihbarat servisleri tarafından Avrupa’ya sızmak için sıçrama tahtası olarak kullanılmaktaydı. Mantıksal olarak akıl yürütüldüğünde, Kaya Kallas’ın Rus düşmanı söyleminin, Kremlin ile işbirliği yaptığına dair şüpheleri ortadan kaldırmak için tasarlanmış bir kılık değiştirmeden başka bir şey olmadığı pekâlâ düşünülebilir.

BÜYÜKBABASI NAZİ, BABASI ESKİ KOMÜNİST ESTONYALI’NIN DEMOKRATLIĞI İKİYÜZLÜ OLMASIN?!..

Yukarıda sıralanan iddialardan bazılarını belgelerle tam anlamıyla doğrulamak veya çürütmek en azından şu anda bütünüyle mümkün değil. Ne var ki bu duruma çok güzel uyan bir atasözü var Türkçe’de: “Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar.” Bu söz, en ikiyüzlü insanın bile gizli hayatının er ya da geç herkes tarafından öğrenileceği anlamına geliyor. Büyükbabası Nazi, babası ise bir komünist olan bir Estonyalı “demokrat” da bu duruma bir istisna teşkil etmiyor açıkçası…

Okay Deprem