Atatürk sporu görmezden gelmedi: Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur

9 Eylül 1922’de düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle birlikte Kurtuluş Savaşı kazanılmış, 1918’de sona eren ve Osmanlı İmparatorluğu’nun mağlubiyetiyle sonuçlanan 1. Dünya Savaşı sonrası başlayan esaret günleri sona ermişti.

Türkiye, tepeden tırnağa yenileniyor, değişiyordu. Cephedeki savaş sona ermişti ancak asıl savaş şimdi başlıyordu. Mustafa Kemal Atatürk, ekonomiden sağlığa, sanayiden sanata, eğitimden spora kadar bir çok alanda kalkınma hamleleri yapmaya hazırlanıyordu.

17 Şubat 1923’te İzmir’de İzmir İktisat Kongresi yapıldığında henüz cumhuriyet ilan edilmemişti. Atatürk’ün tek hedefi vardı; Türkiye’yi gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak.

HEMEN KOLLARI SIVADI

Türkiye’nin gelişmesi için her şeyle bizzat ilgilenen Atatürk’ün en önem verdiği konulardan biri de spordu.

Çünkü Atatürk, spor yapan kişilerin zihinsel olarak da sağlıklı olacağını, yeni kurulan bir ülkenin gelişmesinde güçlü beyinlerin ancak sağlam vücutlar üzerinde taşınabileceğini biliyordu. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunurdu. Ata, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” diyerek de aslında spor yaparken takip edilmesi gereken yolu herkese göstermişti.

İstiklal Savaşı’nın kazanılmasının ardından hemen kolları sıvadı, Türk gençlerinin spor bilinciyle yetişmesi için birbirinden önemli adımlar attı.

BEDEN EĞİTİMİ DERSİNİ MECBUR KILAN İLK DEVLET ADAMIYDI

Osmanlı döneminde beden eğitimi dersleri ilk olarak ‘cimnastik’ adı altında 1869’da askeri okullar ve Galatasaray Sultanisi’nde verilmeye başlamıştı.

Mustafa Kemal Atatürk, dünyada beden eğitimini mecburi kılan ilk devlet adamı oldu. O dönemde dünyanın en ünlü spor gazetesi olan Fransız L’Auto, Atatürk’ün spora verdiği önemli ilgili bir makale yayımladı.

Makalede, “Dünyada ilk defa beden eğitimini mecburi kılan devlet adamı o oldu. Yalnız kağıt üzerinde, nutuklarda değil, bilfiil yerine getirdi. Stadyumlar ve çeşitli spor merkezleri tesis ettirdi. Halk evlerinin spor kollarını bizzat murakabe etti. Milletin mukadderatına hakim olduğu günden itibaren Türkiye’de spor, gittikçe artan bir önem ve değer kazandı” ifadeleri yer aldı.

HÜKÜMET PROGRAMINA ALDI

Atatürk’ün spora verdiği önemi görmek için 18 Ağustos 1923 tarihli hükümet programına bakmak yeterlidir. Programda özetle, “Maarifin terbiyevi vazifelerinden birincisi çocukların terbiye ve talimi, ikincisi terbiye ve talibi, üçüncüsü milli güzidelerin yetiştirilmesi için lazım gelen vasıtaların izhar ve teminidir. Çocukların terbiye ve talimi, bittabi mektepler vasıtasıyla temin edilecek ve mekteplerin modern bir şekilde olgunlaşması için muallimlerin daha iyi yetiştirilmesine, binaların ıslahına çalışılacaktır. Buna ulaşmak için Terbiye-i Bedeniyye Darülmuallilmini açılacak, izcilik teşkilatına önem verilecek, programlar okullarda uygulanacaktır” ifadeleri yer almıştı.

AVRUPA’DAN EĞİTMENLER GETİRİLDİ

Hükümet programında yer alan kararlar hızlı bir şekilde hayata geçirilmişti. Terbiye-i Bedeniyye Darülmuallilmini, çok geçmeden ‘Gazi Terbiye Enstitüsü’ adı altında Ankara’da hizmete açıldı. Avrupa’da beden eğitimi öğrenimi gören Selim Sırrı Bey (Tarcan) Çapa Muallim Mektebi’nde açılan kursların başına geçti. Avrupa’dan konularında uzman eğitmenler getirildi. Bu eğitmenler arasında İsveç’ten iki kadın eğitmen de vardı.

SPORA HEP ÖNEM VERDİ

Mustafa Kemal’in sporun gelişmesi için yaptığı çalışmalar cumhuriyet dönemi öncesinde başlamıştı. Hayatının her döneminde spora önem veren Atatürk, 1915’te ‘Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettiştiği’ görevine atanmıştı. O dönemde hükümet için bir rapor hazırlamış ve okullardaki cimnastik derslerinin arttırılmasını ve yaygınlaştırılması gerektiğine dair tekliflerde bulunmuştu.

KULÜPLERE ‘DERNEK’ STATÜSÜ KAZANDIRDI

Atatürk, beden eğitimi dersini mecbur kılarak sporun okullarda yaygınlaştırılmasını sağlarken
birçok spor kulübü de varlığını sürdürüyordu.

Futbol başta olmak üzere çeşitli branşlarda faaliyet gösteren kulüplerin daha iyi organize olabilmesi için tek çatı altında toplanması gerekiyordu. Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, Türk sporunun ilk resmi örgütü olarak faaliyet gösteriyordu.

16 Ocak 1924’te Ata’nın başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında kulüplerin kamu yararı dernek olduğu yönünde karar çıkmıştır. Böylece devlet, ilk kez spora yardım eli uzatmış, bütçeye spor için ödenek konulacağını taahhüt etmişti.

MUHAFIZ GÜCÜ’NÜ KURDU

Atatürk’ün kuruculuğuna öncelik ettiği kulüplerin başında Muhafız Gücü yer alıyor. 18 Temmuz 1920’de Atatürk’ün emriyle Muhafız Alayı kuruldu.

Bu alaya bağlı olarak da ‘Muhafız Gücü’ adı altında bir spor kulübü kurulmasına öncülük etti. Muhafız Gücü, futbol, atletizm, binicilik, polo ve bisiklet branşlarında faaliyet gösterdi. 6 Ankara Futbol Ligi şampiyonu, 1927’de Türkiye Futbol Şampiyonası’nda birinciliği kazandı. Basketbolda 1973-74, voleybolda ise 1974-75’te Türkiye Şampiyon oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir