İZMİR – Özellikle pandemi sürecinden bu yana yüzün üstünde müzisyenin intihara sürüklendiği veya öldürüldüğü Türkiye koşullarında, birçok müzisyen de mesleğine veda etmek zorunda kaldı. Halen yoğun çalışma koşulları, düşük ücret ve daha birçok sorunla mücadele eden müzisyenlerin bir kısmı da geçinebilmek için ek iş yapıyor.
İzmir’de 15 yaşından beri müzikle ilgilenen ve birçok mekanda sahne alan Okan Kılınç da 16 yıllık müzik serüveni sonrası bugün geçinebilmek için ek iş yapan müzisyenlerden biri. Hatta kendi deyimiyle asıl mesleği olan müzik artık onun için bir “ek iş”.
‘SORUNLAR PANDEMİDEN ÖNCE DE VARDI, PANDEMİDEN SONRA DA DEVAM ETTİ’
Müzisyenlerin yaşadığı sorunlara ilişkin, “Müzik emekçilerinin ve eğlence sektöründe çalışan tüm emekçilerin sorunları bakidir. Garsonu da barmeni de müzisyeni de aynı sorunları yaşıyor” diyen Kılınç, özellikle pandemi sürecinden bu yana geçen zaman içerisinde birçok arkadaşının müziğe veda etmek zorunda kaldığını söyledi. Kılınç, “Pandemi ile ilk darbe mekanlara ve bu sektöre geldi. Haliyle birçok insan farklı sektörlere yönelmek zorunda kaldı” dedi.
Müzisyenlerin yaşadığı sorunların pandemi öncesinde de var olduğunu, pandemi sonrasında ise devam ettiğini söyleyen Kılınç, “Sorunlar pandemi öncesinde de vardı. Müzisyenlerin aldığı düşük ücretler, mekancıların tehditleri ve benzeri durumlarla karşılaşıyorduk. ‘Sen gelmezsen başkası gelir’ anlayışı hakimdi ve hala da devam ediyor. Müzisyen mecburen işe gelmek zorunda çünkü tek geçim kaynağı bu. Mekân sahipleri de bunu bildikleri için hep düşük ücret politikası uyguladılar. İzmir’de yıllarca bunun mücadelesini verdik. Pandemide ise sektör alt üst oldu. Pandemi sürecinde yüzden fazla müzisyen intihar etti. Öldürülen, katledilen arkadaşlarımız da oldu. Pandemiden sonra müzik yasağı kalktı ama sorunlar hala devam ediyor. Bugün müzisyenler günden güne tükeniyor” diye konuştu.
‘O GECE ALDIĞIN PARA, KAFANI YASTIĞA KOYMADAN BİTMİŞ OLUYOR’
Enstrüman fiyatlarındaki yükselişe de dikkat çeken Kılınç, “Pandemiden sonra birçok müzisyen müziğe geri dönemedi. Çünkü enstrümanlarını sattı ve geri alamadı. 2020 yılından bu yana enstrüman fiyatlarına yüzde 30 zam geldi. Önceden meslek olarak yapılırdı, şimdi hobi olarak bile yapılamıyor. Enstrüman alamıyorsun, alsan da o enstrüman için aylarca bedava çalışmak zorunda kalıyorsun. Bu meslek artık bitirilmek isteniyor” ifadelerini kullandı.
Müzisyenlerin güvencesiz çalışma koşulları ve ağır şartlar altında çalıştığını vurgulayan Kılınç, “Bu insanların sigortası yok ve zor şartlarda çalışıyorlar. Hayati tehlikenin olduğu koşullarda çalışıyorsunuz. Öldürülen müzisyenleri tüm kamuoyu biliyor. Peki buna karşılık bir müzisyen ne kadar para kazanıyor? Şu an bir müzisyen gecede 750- 1000 lira arası para kazanıyor. Küçük bir hesap yaptığımızda; yemek yedin 150 lira, gece geç saatlerde çıktığın için taksi ile ulaşımı sağladın 250 lira dersek geriye ne kaldı? Günlük 300-500 lira arası bir meblağ ile geçinmek zorundasın. Bir müzisyenin kirada oturduğunu da varsayarsak zaten geriye bir şey kalmıyor. Ayrıca bir müzisyen haftanın 7 günü de çalışmıyor. Yani işin sürekliliği yok. Her ne yaparsan yap açlık sınırının kat kat altında yaşamaya mahkumsun. Aldığın para daha o gece kafanı yastığa koymadan bitmiş oluyor” diye konuştu.
‘MÜZİSYENİN NE SORUNLAR YAŞADIĞININ BİLİNMESİ GEREKİYOR’
Müzisyenler olarak yaşadıklarını sorunların görülmesini ve çözüm odaklı hamleler yapılmasını istediklerini söyleyen Kılınç, meslektaşlarına yan yana mücadele etme çağrısında da bulundu. Kılınç, son olarak şunları söyledi:
“Toplumsal mücadele yürüten tüm kurumlar da müzisyenlerin sorunlarından elini ayağını çekti. Biri öldüğü zaman ya da darp edildiği zaman müzisyenler akıllarına geliyor. Olayın sıcaklığı bittiğinde ise her şey unutuluyor. Müşteri yok derler para alamazsın, emeğinin karşılığını istersin tehdit ederler. Yani soruyorum; ne olmalı, yarın bir müzisyen daha mı intihar etmeli veya öldürülmeli? Müzisyenin ne sorunlar yaşadığının bilinmesi gerekiyor. Bununla alakalı tüm toplum bilinçlendirilmeli. Bu koşulları yenmenin tek yolunun müzisyenlerin örgütlü mücadelesinden geçtiğini düşünüyorum. Görülmek istenmeyen bu sorunların inatla sorumluların gözüne sokulması gerekiyor. Mesele artık milletvekillerinin verdiği ve cevaplanmayan soru önergelerinde kalsın istemiyoruz.”